Bilinç ne denli önemli. Gece!

Bu Kale

Herkesin olduğu vardır. Benimse beklediğim, hem de Ekim ayında. Ancak biliyoruz ki Ekim'den sonra kocaman bir kış gelir, kıştan sonra ne geleceğini ise bu yaşamak kurgusu denen şey içerisinde, düşünmek çok zor. Yani Ekim'de geçer. Zaten insanoğlu yeni birşeyi bekliyor, yetiştiriyorsa umudu da belli bir yaştan sonra giderek azalıyor. Çünkü başkaları o beklentileri yetiştirmeyi başarmış, ürünü teslim almış. Sense küçük bir umudu yeşertmek için uğraşır durursun, yok öyle bir şey!

Bu yaştan sonra tapılacak bir şey var mı diye bakınıyor insan sağına soluna ve genelde de başarılı oluyor. Kuralları başkaları koyduğu için kendini kurallar ve dengeler içerisinde yetiştirmek en iyisi. Pardon yetiştirmek dedim, böyle bir şey söz konusu değil, kendini yetiştirmiş olanlara beğendirmek. Ancak insan oğlu küçük bir şey yetiştirmek isterse de dingin olmalı, çünkü bu mümkün değil, küçük bir olasılık belki. Siz gene de sağınızda solunuzda gördüğünüz şeylere dikkatlice bakın belirli yaştan sonra.

Belli yaştan sonra insan nelere tapabilir peki. Tapınmak kelimesi tuhaf mesala, neden tapınmak diye kendi kendime sorduğumda, fark etmeden herşeyi savunmaya geçmiş olabilirsin, işte tapınmak böyle bir şey olsa gerek. Savunmak ve geliştirmek. Peki bu yaştan sonra pek çok şeyi savunmaya çalışıyorsan, iyi bir savunma sporu da öğrenmek gerekebilir. Ya da boşverin kutsal bir alarm, kutsal bir silah mı edinmeli, dinler böyle doğmuştur zaten. Ya da en iyisi tüze içerisinde yerini sağlamlaştırmalı. Bu da sizi nereye ulaştırır, hiçbiryere ulaştırmaz, yaşamak denilen şey zaten ulaşmak değildir. Hikmetli bir kişiyle yola çıkmaktan bahsedenler yanılıyor. Yaşamak denen şey Hikmetli olanı kendinde bulmak ve sahip çıkmaktır. Kendinde ki ateşten başkasında da olduğunu bilmek ve o ateşin hiç sönmemesini sağlamak. Bu kale öyledir. Herşey varlığınla var, uzakları var eden de sensin, bu kale ve beklemek, herşeyi anlamak, seninle birlikte olanı savunmak!