DESTANIN ALGISI
Ahmet Erhan Şiiri
Akdeniz'de çocukluğu geçenler, bir Ankaralı olmayı anlayabilirler. Bir şair içinse Akdenizli olmak düpedüz yakalanması gereken tansıkdır. Şair Akdeniz'de büyür, yaşar, ama onu yakalayamayabilir. Bu onun hatası da değildir, onca boğuşmadan hayat da kalmadan nasıl kurtulabilir şair. Ahmet Erhan, bu hayatta kalma işinden yüzünün akıyla sıyrılmış nadir şairlerimizdendir. Kolay değil, bir yandan Akdeniz'i biriktirip bir yandan, Ankara'da yaşamak. Hem de hiç kolay değil. "Güneşin Altında Mutluluk" var ama, mutluluk nedir: Bir yarayı deşip, kanatanlar için? Ankara'dan Akdeniz'e bakıldığında geçen günler birer tansık değilse, bütün şiirler bir yerde bekler. İstanbul işin içine girdiğinde artık şairimiz bir yerlerde kalan muhteşem bir anlatıyı canlandırır, bir söylenceyi, kişinin acılı tarihinden bir yol açarak... .Akdeniz ve Ankara, acının yoğunlaştığı, doğanın ve gecenin birleştiği yer. İstanbul nedir bir şair için?
Şiirde, şiirin olanaklı olması: Ancak zan altına alınmaması. Bütünlüğü olan şiir. Bir şiiri zan altında bırakmak, şiir okuyucu-alımlayıcı bağlamında ivme kazanan bir yaklaşım, yani Şairin iç-bilincinde şiirine yaklaşan iklim arkaik değildir, Ahmet Erhan şiiri için söyleyemeyiz. Çoğaltılan yani tutumlu bir yaklaşımla artar. Şiir "her" ölçülü kimlikle yer değiştirir. Burada soru: Periferinin getirdiği yaklaşım.Şiir: Ankara'da, Mersin'de, İstanbul'da ayrımlı değildir. Söylence'nin oluşumundan bahsedemeyiz, buradaki söylence idealler, amaçlar anlamındadır. İşte: Şairin bir zaman, süre sorgusu değil, Olgunun yekpare duruşu...