Bilinç ne denli önemli. Gece!

Jazz



Hakan Savlı en anlamlı sözcüğü yazmıştır bana göre bu güne dek, Jazz müziği hakkında: “Jazz Saatleri…” Evet bu müzik dalının uzayan, geçmek bilmeyen zamanla, sözcüklerle ilgili bungunluğu olduğunu belirtir biraz da Hakan Savlı, İkinci Dünya Savaşı’nı art plan olarak kullandığı şiirinde. Bu müzik dalına ne denli uygundur bu şiir; Biraz da dalga geçilerek “Jazz yapma” diye şakalaşanlarla karşılaşılabilir, insan oğlu.

New Orleans’da ortaya çıkışı ise bu müzik dalının varsıllıkla ilintili bağını sorgular, zencilerin müziğidir bu müzik, Harlem’e dek kökleri aranır, bu yaklaşım o günden bugüne doğru mudur; hangi müzik gerçekten Jazz Müziği’dir. Pop, Rock verileriyle oluşan ya da sözel yanı ağır basan, tek piyano da, bir solist eşliğinde seslendirilen…

Birden fazla notayı aynı anda veya birden fazla müzik aletini duymaya alışık olmayan dinleyiciler için Batı Müziği ne ise bu müzikte aynıdır dinleyiciler için. Kelime kökeninden gelen, geldiği varsayılan, “bağırış, yakarış vb.” anlamları bugünde bünyesinde barındıran…

Ben müziği “çok” dinlersem veya onun hakkında düşünürsem sonuçta hep kapalı bungun bir şeydir olan. Bu: Klasik Batı ya da Türkü için hiçbir zaman değişmedi. İç bilincin huzuru gerçekten ruhun gıdası mı..?

Sözcükler, duyular (doxa) anlamlı düşününce ortaya çıkan şey, “gerçek” olanı var eden, Jazz zamanlarının gerçekteki yeri bir yazıyla ulaşılır belki, kenti anlamlı yerinde yakalamak gerekir, müzik ise imgesi ve gerçeği olmayan şey, içindeki güce ihanet eden…