Bilinç ne denli önemli. Gece!

TEKNİKÇE, İNGİLİZCE BİR DE KALDI TÜRKÇE

Tarih okuyabilirdim; eğer sen meslek lisesi mezunusun senden puan keseceğiz demeselerdi. Felsefe de okuyabilirdim, eğer sen meslek lisesi mezunusun demeselerdi. Oldum olalı, Sosyal Bilimler okumak istedim, sayısal bir bölümü tercih etmedim, etmek de istemedim. Nedenini anlayamadığım bir düşünce ile bizden puan kestiler, bu puan o günlerde ortalama “30 puan”a denk geliyordu. Bana söylenen de şu oldu, “siz zaten o okula puanla giriyorsunuz, sizi eşitleyeceğiz” yüce üst akıl, arada sırada gel de bana takıl. Evet âlâ bir biçemle bir nesli biçtiler, galiba istedikleri de buydu. “Sizler bir ara elemansınız, bizim istediğimiz yerde okuyacaksınız.” diye düşünen kafaca madun, hödük bir usun kurbanı olmak ne demektir. Eğitim dizgesinin içine kolay yoldan ne yapılabilir. Şimdi düzeltmişler, ne demekse bu düzeltme, başarı oranı en düşük öğrenciler kayıt oluyormuş artık bu okullara. 

Bizim zamanımızda bozulmaya başlayan, sınavla aldıkları ve puanları yüksek diye kesip biçtikleri kafalarına göre davrandıkları nesillere gene kafalarına göre davranıyorlar. Bir de üstüne üstlük bir yeni uygulama daha getirmişler, bu öğrencileri sınavsız yüksek okula alıyorlarmış. Şunu hiçbir zaman anlayamayacaklar; eğer ara elemanın yeterince zeki ve kılgı yönü güçlü değilse mimarın, mühendisin de güçlü olamayacaktır. Kime ne anlatıyorum. İngilizce öğreteceğiz diye çocuklara dilbilgisi öğreten kaç ülke vardır. Ben yeni konuşmayı öğrenen hiçbir çocuğun dilbilgisi ile o dili öğrendiğini duymadım, kaldı ki daha çetrefilli bir alan olan uygulayım bilimleri. Hadi size bolca süzgeç,  kolay gelsin!

Not: Müziği de öylesine ekledim, okuyan olur da sinirlenirse diye, başka türlü bu şapşallık kaldırılmaz. Niye başka müzik, niye değil diyene ise, bu kafaya bu müzik, biraz da rakı, roka ve peynir, peynir bile fazla. Kesinlikle balık malık  yok onlara!