Bilinç ne denli önemli. Gece!

İktidar


 

Durup durup aklımdaki hukuka sarılıyorum, incir, yarpuz, karamela. Gam yedikten sonra kapıldığım bir şeye mi dönüştü bunlar emin değilim.

Sosun adını gene unuttum, makarnaya çok güzel bir gusto katmıştı oysa, acı, ekşi ama içimi çok asitli olmayan Yunan şarabıyla da etkili olmuştu şüphesiz. Zeytin, zakkum ve soğuk soğuk akan dere yatağında dolaştım bir ara, gevezelik ettiğimi sandım, evet ama bunlardan ona bahsetmedim. Pasaportumda geçen ilk yer oldu şüphesiz, odayı bir türlü soğutmayı becerdiğini zanneden klima.

Bazen kamunun içinden vardığım yere de sarılıyorum, çevremi saran tuhaf gençlerde oluyor sokakta işte ve işte böyleyken böyle, gençken ne kadar tuhaf olduğumuzu unutuyorum ya da. Ece Ayhan’ın ne kadar tuhaf olduğunu ya da. Yort Savul diye bir kelimeyi fi tarihinden çıkarıp, bizim aklımıza da yatkın hale getiren tuhaf adam. En çok sevdiğim bu Temmuz sıcaklarına da artık katlanamıyorum, günden güne azalan ağaçların serinliği kalmadığı için, tuhaf gençliklere, tuhaf şairlere de katlanamıyorum, ne demişti şair ve fakat Temmuz sokağında işler kesat!

Şaraba gittikçe alışıyorum, ekşi ama yaz sıcağında dört kadeh içiyorum, yaz sıcağında çarpmasını bekliyorum oysa, aramın şarapla iyi olmadığını biliyorum, rakı, ama kırmızı şarap gerçekten iyi geliyor, sirke kokusuna bile katlanamayan ben belki de başka bir hukuk oluşturuyorum artık, karpuz, karamela, yarpuz diye kendi kendime söyleniyorum. Waterloo savaşıyla ne ilgim var ki!

Tekrar sosun adını hatırlamalıyım, yoksa kesin gene kaybedeceğim in vino veritas. Bozcaada’nın rüzgarları tekinsiz olur diye bir dize düşüyor usuma. Çoğunlukla Cevat Çapan’la gezmek istiyorum Bozcaada’yı, onun buraya gittiğine eminim, ne güzel zamanlardı. Ya da katlanıp katlanamayacağıma emin değilim ama Oruç Aruoba’da olabilir. Sonra bunların ne kadar yersiz olduğu aklıma takılıyor. Bir iktidar savaşımına dönüşüyor bazen her şey, gene yenilgi almış biri olarak çıkıyorum bu savaşımdan, benim olmayan bu savaştan.

Onca yıl baş ucu yaptığım kitaplardan bir tek Anday kalıyor, Anday’ın Sümerlere Yunan’a ulaşan şiirleri, Utnapiştim’le yola çıkmayı kesin göze alamazdım, söylencelerle aramın iyi olmadığını biliyorum, kararımın üzerinden geçerken, akşam ilerliyor, kedi hâlâ yerinde herhangi bir Waterloo savaşına girmemiş, girdiği savaşım çok eski, yükseklerin zorluğunu bir tek o biliyor.

Katlanmakla katlanmamak arasında değildir Dünya, buna eminim, yasemin kokusuna daha çok sarılıyorum, göğsünde yasemin kokusu ve karamela!