Bilinç ne denli önemli. Gece!

ŞAVKAR ALTINEL ŞİİRİ'NDE MEKAN

Her şiir canlı bir organizma gibi varoluyor Şavkar Altınel’de. Öyle olunca mekansal kurgunun dışına çıkan bakış açısı bu denemenin konusunu oluşturmamaktadır. Temel bakış açısı yüzey yapıdan bağımsız gelişen Fethi Naci’nin belirttiği “o güzelim hüznün” nasıl okuyucuyu
sürüklediğine ilişkin bir saptamadan ibarettir.

Mekanın her okuyanı şairin neyin nasıl oluşturduğuna ilişkin yaklaşımı kesin çizgileriyle belirli gibidir. Şiirinde bahsettiği gerçekliği tartışılmayan mekanlar nasıl oluyor da derinlerde bir yerde okuyucuya, okuyucuyla birlikte yeni bir oluşumda yenileniyor. Şavkar Altınel’in şiirleri gerçeklik çizgisiyle ayrılan yapıda oluşurken, şiirin “dekoratif olmayan” yapısındaki kesin belirleyicilik bir estet yaklaşımı da beraberinde getirir. Oluşturulan bu yaklaşım kökenlerini hep anılarda saklar gibidir, oysa bir imgeden bir estetizmden söz edilecekse sürekli bir yaşayandan söz etmek gerekir, şair bu noktada yaklaşımını şu dizelerle ifade eder.

Kesinlik kazanmaya
başlıyor biçimle
Ve renk sızıyor manzaraya

Demek ki burada bakmamız gereken yaşayan bir şiir. Salt gerçeklik anlamında renk ve renkler Güneş’le oluşmaya başladığına göre.şiirlerinde görülen ve bütünlüğünü hiçbir şekilde zedelemeyen imge, mekan içinde oluşur, mekan yalnız bir evden de ibaret değildir. Bir uçakta yolculuk ederken de bir mekan oluşabilir, şairin kitabına Donuk Işıklar ismini vermesi mekan ve yolculuklarla da bağlantılıdır, anılar Donuk Işıklar’ın oluşmasına katkı sağlayan bir diğer öğedir. Kayboluş işte herhangi bir mekanda kişinin kendine doğru yaptığı yolculuklarda oluşur, yolculuklar ise şeylerin arasında gelişir, mekan bu nenlerin arasında kendine yer edinmiştir bile;

Boş bir tavanarasında
Çırpınması gibi rüzgarın

Mekan hazır birer soru işareti gibi yer edinmemektedir. Bunca olanların arasında temelde yer edinen, tavan arasında insanlardan uzaklarda bulunanlar ancak hayata sırtını dönmemekle mümkündür. Bir kişileştirme hemen göze çarpar. Şairin şeyler arasında edindiği yer hiçbir zaman kaçışı imlememektedir.

Bu şiirlerde yer alan kasabalar, lokantalar, oteller, şairin sahip olduğu inceliklerin birer göstergesidir. Bu, bazen şairi yormaktadır; çünkü imgeler mekana bakışla birlikte bilgi birikimini de beraberinde getirmek zorundadır. Bilgiler bilimsel bilgi olabildiği gibi yıllar öncesine ait bilgilerden de oluşabilir.

Her kar tanesi kusursuz bir kristaldir
Eriyip yok olmadan önce

Şair insan hayatını biraz da olsa eriyip yok olan bir tanıma götürürken, insanın kar imgesiyle dinginliğin üzerinde durur ve mekan süreğenliğini yaşanan bir duruma, herkesin yaşayabileceği bir ana dönüştürür. Şairin mekana sorduğu sorulardan biri paylaşılanların nasıl ve neye dönüştüğüne ilişkin varoluşuyla yanıtlanan bir soruya dönüşmeden önce yanıtı hazır bir soruya dönüştürür, soru yaşamla yanıtlanır.

ve yürüyorum ilerdeki evlerin
titreyen ışıklarına doğru

Burada olmak şairin şiirine istenmeyen kargaşalarında üstesinden gelinmesi gerektiğine ilişkin saptamalar oluşturur. Buna değin oluşturulan saptamalar ister istemez kaygıları bünyesinde taşır, sorunun her zaman hayata bakışla bağlantılı olduğunu hiç atlamadan. Bu olanlar, yapılanlar o kadar önemli midir? Sorunun yanıtı ortak yaşanırlıkta saklıdır. Mekan insanın hayata gösterdiği saygıyla oluşmaktadır.

Uzanıp büyüsünü yakalayabileceğim
İnandığım hayattı.

Nesneler, insanın nesneye karşı savaşımı, nenler dünyasının kavranmasıyla oluşur, ötekinde karşılığını her zaman bulan nenler birer yitimi de beraberinde getirir.

Ne gelir elimden bakmaktan başka
Hiçbir zaman benim olmamış gibi
Uzaklaşmasına herşeyin artık

Yitimler, tarihsel bir süreç içinde gerçekler şiirden önce, fark edilmeyen birer tanım koyar, tanım hayata ilişkin yaşadıklarımız der kafi derecede. Ancak mekan tanımlayabilir yaşananları, işte, belki yaşananlar, kısa sürelidir, ama çoğu insan benzer gözle bakmışlardır yaşananlara, hep perspektifin odağında yer alan bir bakıştır bakış, dikey çizgide yer alanlar ortak değildir, benzer yanları vardır, yatay çizgi hepimize ait olanla oluşur. Şiiri şiir yapan tinsel olan hakiki/gerçek hep burada olanla bağlantılıdır. burada olan farklı bir gerçekliği oluşturmaz, insan diğer insanlar gibidir;

Bir gerçek ve simge olarak
Boğulmak hep....

Zor olan ise hep yeniden, yeniden boğulmayı yaşamaktır, koskoca ummanda başka çıkar yol insanda buluşmayla bağlantılıdır.

Son deyide Şavkar Altınel şiiri, yalın anlatımıyla hep belirli bir hareket noktasıyla oluşur, herkesin yaşayabileceği temelini insan yaşantısında alan şiirler, herkesin mekanlarında yaşayabileceği gerçek görüntüsünü saklamayan, İngiltere’de değil de Tunceli’ndeki , İzmir’deki ya da Mersin’ndeki bir alımlayıcı okur manalarına rahatlıkla ulaşabileceği şiirler yazar şair,



herkesin bahçesi kendinde saklıdır çünkü.