Bundan on, on beş yıl önce Türk Televizyonları’nda seyredilmeye başlanan bir dizi. İlkin öylesine seyrediyordum, hayal ürünü bir dizi, bir bilim kurgu dizisi, işte diye düşünüyordum.
Üniversitede bir gün yabancı dilde bir derginin sayfalarını, öylesine inceliyordum, bir kaç fotoğraf dikkatimi çekti. Bu bölümlerde Dönemin Japon Hükümeti’nin, İkinci Dünya Savaşı’nda yaptıkları anlatılıyordu. Hükümet, epey katliam meraklısıymış, Avrupa’daki yandaşlarını aratmıyor, hatta bir adım önde…
Gizli Dosyalar, dizi aklıma geldi, o an da. Bu dizideki birkaç sahne, dergideki fotoğrafların, birebir kopyası gibiydi. Aynı sahneler, hiç senaristin, yönetmenin tasarrufuna uğramamış, bire bir alıntı yapılmıştı. Masada yatan “uzaylı”/ “insan” değişmişti yalnızca.
Dizi hakkında düşüncelerim şekillenmeye böyle başladı. Dikkatlice izledikçe, dizide, dizi oyuncularının yaşadıkları, bilim, coğrafya dergilerinden, ya da kanallarındandı, bu kaynaklardan oldukça yararlanılmıştı.
Çok az dizi izleyen Ben, bilimle, görselliğin, nasıl başarılı uygulamalarla iç içe geçtiğini, bu diziyle kavradım. Daniken’in saçmalıkları, Sümerler, Aztek Mitolojisi, Bilimsel Bölünme/Canlanma, bir “Pop” kültürüne dönüşüyordu. İşin en ilgi çekici yanı Frp Oyunları’nın ülkemize, dolaylı girişi bu dizi sayesinde oldu. Beni kaliteli “pop” kültürüne alıştıran Gizli Dosyalar, bilimin, sanatın, kaliteli bir “eğlence”ye “pop”a dönüşmesinin kaliteli örneklerinden.
Bundan bir yıl kadar önce dizinin filmini de çektiler. Pop’un sıra dışı dünyası.
Mıchael Jackson’da kim?
