Bilim İnsanları için epeydir, artık, Doğa Yasaları çok önemli değil, önemli olan, salt istençlerini sorgulayarak ulaşılan “simya” yapısına ulaşmak. Gerçekçi insan kuramlarının artık bir anlam ifade ettiğini (filmlerde bile yetmişlerden beri çok nadir, efekt kullanımı, insan ifadesinin rol dışında, bir filme ulaşıldığı görülüyor.) söylemek çok zor. Yani gerçek/reel alanda kalan insan suretinden çok, sanal yapılanmalarla “kurgusal”, “teorik” bir yapıdan söz etmek en “varsıl” alan.
Şiirin tükenme nedenlerinden biri de bu şüphesiz. Ancak Ben şiirin tükenme alanlarından çok, gerçekçi “düzlem” de politik süreçlerin geçersiz bir alana sıkışmasından bahsedeceğim. Bahsetmek en uygunu. Kurgunun, artık bu düzlemde kendini gerçekleştirmesi kaçınılmaz, bilimin “yetersiz”liğinin fazla fazla olmasını da, yani istedikleri sureti, “tinsel” alan olmasa bile oluşturmak, pek sıkıntı çekilmeyen bir biçem.
Liberal Sol, düzlemin kaynağını oluşturmayı sürdürüyor. Burjuva desteğiyle, (genelde burjuva liberal sağda yer alır), eskilerden beri, Attila İlhan’ın çok sevdiği kelimelerden biri olan kompradorlu işlevini yerine getiriyor. Sonuçta “çıkar” alan pek samimiyetini göremediğim bir alanda, gelecek yüzyılda da çıkarımını sürdürecek…
Marx’ın çok fazla okunmaya başlanması, liberalizm’in ufuk noktasının, hâlâ sağlam olduğunu, yeni yetişen neslin ise (Anarşist görüşe sahip olanlar bile…), ister istemez, Liberal Sol ve Liberal Sağ’a hizmet etmeyi, ya da hizmetten yararlanmayı sürdürecekler. Aileler çocuklarını en iyi koşullarda yetiştirmek istiyor. Şimdilik bu “en iyi koşullar” ise, en doğulu, muhafazakâr ailelerde bile, Avrupa gibi görünüyor.
Davos’da kendini pekiştirmeyi yıllardır sürdüren, büyük sekizler, ortanca sekizler, halkın en az gelire sahip olan bölümüne yardımcı olmayı göze almış görünmüyorlar. Liberal Sol ve Liberal Sağ kapitali/kapitalizmi elinden kaçırana dek, yoksullar için gönenç görünmüyor.