Bilinç ne denli önemli. Gece!

35 mm/1.4














Barabbas kentin en çok fotoğrafı çekilmesi gereken kişisi miydi? Öyle ya İsa’dan çok yaşamıştı o kentte, esasında kentle sorunu yoktu Barabbas’ın. Kent ile sorunu olan İsa’ydı, kent ne olursa olsun insanıyla anılırdı ne de olsa.

Günümüzde hala çokça değişen bu sokaklar adına neler yapılabilir. Barabbas’ın her iki gözü gayet iyi gördüğünden olsa gerek yüksek perdeden pek konuşmadığından bahsederler, haliyle Barabbas bir hırsızdır, kentin arka sokaklarını ondan daha iyi kim bilebilir, sürekli bir şeyleri izleyen Barabbas iyi bir fotoğrafçı olabilir miydi, kendini kışkırtmak isteyenler bu soruya yanıt arayabilir.

Sorun ilk paragrafta belki yanlış anlaşılır diye ikonlara da değinmek gerekir, ya da biraz daha yanlış anlamalara meyil veren bir görüşle, ki bu görüş heterodoksi içinde yer alacaktır, ve bu görüş biraz içrek kabul edilirse, birey kalacaktır belki geriye, fotoğraf içinse bu kenti yeniden oluşturmak olacaktır.

Kenti kabul ettiğimi varsaydığım anda Sodom’a dönüşebilir ortodoksiye göre bu yer. Bu yerleri en ince ayrıntısına dek düşünen, modern çağlarda ise Leica olmuştur. Leica günümüzde en kullanışlı “minyatür” makineleri ile kentte bir yerlere “dolaşmamızı” sağlayabilir, “O şeyi rahat bırak!” diyen filozofu duyar gibiyim, sonuçta “o şey” anlaşılmak içinse bu pek olası olmayan bırakma eylemi ile örtüşmeyecektir.

Leica günümüzde artık “büyük” makinelerde üretmeye başladı. Kentler artık başlı başına bir ikon, kimse neden buradasın sorusunu sormuyor, nergis hikayesinde olduğu gibi kabul ettiklerimiz arttı mı yoksa. Ancak kent hala birilerini çarmıha gerebilir, taşlayabilir, kentin kimi sokakları. Demek ki hala peygamber, mehdi gelecek inancından pek de uzak olmayan yerler de söz konusu.