Bilinç ne denli önemli. Gece!

Hımm!

Bu cümleleri Allamende ile okuyabilirseniz biraz daha hımm dedirtir...

Şiir yazılmayabilir mi? Evet: kelimelerin anlamsızlığına bazen inanmalı.

"İyi" müziğin öyle ya da böylesi yoktur, şiirinde...

Doğru dürüst imge, gözlerim dünya...

Hangisi daha uzun yaşar, sessiz bir ağaç mı, ona inanan bir nesil mi? Kardan Nesil... İlkyaza çok mu var...

Hangisi daha uzun yaşar, kiraz çiçekleri mi, samuray mı? İlkyazın nesli...

Herşeyin arafta olduğunu biliyorum, o nedenle felsefeye daha çok inanıyorum...

Şarkıların abesliği, çalgıların doğallığı...

insanların seçimleri buna inanmak nar mevsimi...

İnsanı yalnızlık olgunlaştırır, aşk meşk kırıklığı değil... Hergün yaşadığımız....

Ölesiye düşünüp rakamların dilini bilmek, dünyayı formüle dökmek... Açılır belki gün, gece.
kralın hazinesi, Süleyman'ın mührü...

Nelik diyesim var, ve fakat olmayan dil, olmayan mevsim...

Klasik Batı Müziği'nde gelenek sorunu vardır. Türk Klasik Müziği bu sorunu telafi eder...

-Yahu bu ülke bile bakmazken sana, ne uğraşırsın, yüz verirsin yabancıya...

Sararan Güneş, gülen yaprak, olmayan zaman...

Gerçekten şiir yazmak iyi değildir, Türkçe'yi unutmayı isteyenler şiir yazsınlar, kaybolunulur, dilin tam kişi oluşunda, gerçek şiirde...

Şair niye yazar: Her sözcükte unutulan bir anlam mı var?

Özenle yazmanlığı düşündüm, kör olan inanç.

Perspektif -yatay ve dikeyler- matematik ne çok yanılgı, yolculuk bitti demek. Bura ile ora arasındaki fark, can-baz, cam-baz. Yitik anlam.

Ülküleri bilmek, müziği bilmek değildir, zamanı bilmek yaşamı bilmek değildir. Bilmek ise tercihtir, matematiğin ölümü, sözcükler...

-Ne ilkim, ne son, patlayan gün, kapkara gece, bilinen hazine ölen asker...

Bilemiyorum bazen günün yolculuğunu, ters akan nehir yok!

Zaman gibiydi tümce!

Efelenerek bir şeyin varoluşunu tanıtlamak drama bile değil, komedi, şiirin hiç bir zaman şeytanla işi olmadı, suçun tarihine dipnot...

Şiirin suç tarihiyle ilintili olduğunu düşünmek, -anlamsız olduğunu- şiiri, insanı yadsımaktır...

Camera Obscura, her zaman şaşırtıcı, dünya gerçekten var mı sorusunun yanıtı. Budur, görsel yaklaşım, gerçeğin tanıtı.

Vertigo, pathos. Hayal, beklenti yok! Müziğe kim inanır, bozuk tümce, olmayan şiir. Camera Obscura.

Raskolnikov haklı olabilir mi? Nedir: O hep "Batı"yı unutur.

Suç üzerine bir çeşitleme: "Filler küçüktür mide bulandırır"

Suçu görebilmek, yalnız usu çalışanların işi değildir, saflıkta bir suça dönüşebilir.

Yetke ile ilgili sorun üzerine konuşmak, sorun var demek, suç biliminin hep hoşuna gitmiştir: Türkçe'si "zalimler çağında yaşayan bir alçak"

Unutulduğum kentim, Mekke'mi, bir adımlık yüz sundu mu tarih ?

Şiir büyük resimi, sözcüğü anlama işidir, küçük şiir "kötü" şiirdir.

Dizge sonlu bir önerme değildir: "örneğin" diye bir sözcük bulunmaz dizgede... Gecenin ateşböcekleri, baykuş ve ağustos böcekleri kanıtıdır.

Ailede olmayan sevgiyi çocuk dışarıda ararsa, kısa zamanda beğenmediğimiz toplumları geçeriz.

En sevdiğin rakam, örneğin herşeyin bir başlangıcı, yol ? Yoksa herşey bir çerçeve de mi? Olanaksızlık!

- Birşeyler yaz, nar mevsimi akıp giden ne ise içimden, anlayayım, bile sordum neden ?

- Ki kentim var, Ankara. Ankara, müze. Mersin yeşil, anlamaya çalışırım hâlâ, Ankara.

- Kalmadı şiir, bunluk önermeleri felsefe, öteki var der felsefe, çoğun. "O" adını ansam, dünya yalan mı der...

Yaz'a özenmek, Kış'ı beklemek.

Buralarla ilgili bungunluk Ora ile ilgili bungunluktan daha az değil. Dünya ve Uzay mı, yoksa töz ve tin mi? Seçim yok, İnsanın seçimi yok!

Bir tekir kedi en iyisi, sokakta görünen, her zaman dingin, siyah ve beyaz...

-Hayır inanç Tanrı ile ilgili değil, kalenin yazgısı da değil, görüyorum mu? Ner'desin...

-İnanmak bağlayıcıdır, bağın kopuşunu bilmiyorum, -nasıl, ne zaman, neden, ne... - sormuyorum artık, dediği gibi gidenleri görüyorum/mu!?

- Bilemiyorum, kanı zordur: Gençlik paylaşılan son şeydir. Şimdi ihtiyarlığı, ihanet çağını bekleyeyim mi, gönenç yoktur?

-Onca dinlence, daha doğrusu yakınlar, uzaklar, denizler, Akdeniz'de mutlu olmak biliyorum: Var eden müzik, müzikten anlamıyorum.

- Olmaktan kasıt nedir: Bir işin oluşu değil, tinin uzaklığı, gönencin haykırışı, evet ölümü biliyorum, bir kere daha anladım, Anka ?..

- Olanak en çok bilinen ruh, olmak, neredesin?

Moda ile beğeni aynı değildir. Usta öğrencisini tanıyamayabilir...

Varolmak mı, gezmek mi? Varolmak: geçti, Gezmek: Geçti. Yaz, kış...

-Azın yetke olması olası mı: Tek başınalık; Bir günle mi ilintili, seçim yoktur. Beni nereye gömeceksiniz ?

- Çoğun iyi olduğunu söylenir, vakit var mı yaşamaya ya da ölmeye.

- Özenle yazmanlığı düşündüm, kör olan inanç.

Okuduklarımın hiçbir işe yaramadığını biliyorum, toprak, su, hava ateş, hayır tahta...

- Umut yoktur, her an bildiğimi okuyabilirim...

Belki Yaz: Örneğin deniz, akşam sefaları, ancak Yaz...

Aşkta diğer duygular, bilinç akışları gibidir, örneğin kaç kişiyi seversin, kaç kişiden nefret edersin, kaçını sürekli taşırsın...

Mevsimlere inanmak ne ki: İnanırsın! Haramiler zamanı. Talih yoktur, ölümü bilirim!

Yaşam hiçbir zaman akıp gitmez, noktalama imleri tanıtıdır...

İçinde bir küçük hayvan beslemek, tek başınalık önemlidir, ne denli yalnız kalınabilir, bana bir diyeceğin yok ki!

Kör olmak, göğsünün sıkışmasıdır. Doğru iki nokta arasındadır, Doğru bir kuyuda olabilir, uzamda, uzayda devinim, olası değildir...

İnsanın iç bilinci -psikolojisi- onun davranışları mı, yazdıkları mı?

Aile önemlidir, perspektifte, yasaların dik ve düz duruşu. Peki devletteki hakkım nerede...

Daha dik durulabilirdi, psikoz, obsesif, daha düzgünü, yaşamak denen şey de hayal, ha bir ha iki ne fark eder, sensiz o, sonlu matematik...

Ölüm güzeldir ve iyidir.

Yalnızca müzik için miydi, gidişin bir sayfaya, sayfadan, sana adadığım Hayal Hanım, yalnızca sen görebilirdin, inandıramadım...

Bir tek şarkı var, içimde acımasızca dolaşan, müzik sevilebilir mi?

-Dikkatlice baktığınızda yengiyi, yenilgiyi görebilir misiniz? Femme Fetale!

Bu ülkede yazın, bazen kışın çok kravatlı bir adam görsem dandik mi var diyesim gelir, ideallerim nerede?

Usun son noktası, nedir? Bahçede Cinnet Meyvesi mi?

Burada teknik çok sağlam olmalı, Mea Culpa, ben kimden öğrendim Akdeniz'i, kime anlattım bunu...

Şunu da ekleyeyim madem ki birşeyler ardışık: Ne yazık ki yeni koloni perspektifte yok, uzay, zaman mekan?

Lacan şu duruma ne derdi acaba: "Herşey erkeklikle ilgilidir". İdeal Devlet bunu düşünür mü?

-İleriye bakmak ne demektir; Kuzey, Güney, Doğu, Batı. Kalp atışları mı kalır geriye?

Bir şair şunu diyebilir: Sizlere artık şiir yok; bu batini davranışta haklıdır da...

Fotoğraf renk cümbüşünden çok, an'lam'ı bilme işidir...

-Kış var, gece, gündüz, devlet ne noksan: İlkyaz mı, bir nar çiçeği mi?

Sosyali bol, demokrasisi az bir ülke, bu ülkeyi tanımayan var mı?

-Sıfır noktası mı? Yaş, çok mu geç? GEÇ...

Serzeniş: Şüphe vardır, kara ya da gök, inancını bil! Siyah ya da beyaz, çözüm ya da çözümsüzlük. Kimsin? Buradayım işte...

İlkeler vardır, birçok ilkeyi okudum, kavradım, ey benim kimsesizliğim, yalnızlığım!

Erken Kış olsa, kuş sürüleri ne ora, ne bura!

Serzeniş: Uzaklaşır herşey, yalnızlığa karışır...

Uykudan beri, bir gök, bir gök, sabah, gözyaşı.

Kuşlara şaştım mı? Şarkı, şark-ı.

Sınavlarda olmayan "F" seçeneği şiirlere mi kondu: No mans land...

Kör olmayı biliyorum, ah benim gençliğim!

-Benim gönencim mi? Gönencim mi var?.. Bir tekir kedi edinmenin vakti!

-Perspektif, bir görü varsa geçerlidir. Rakamların Dünyası: Bir görü değildir!

- Ayrıntılar önemlidir, örneğin bilememek, yazının olmamaması. Atonalite ayrıntı mıdır, gelip geçerken mevsim. Kim için buradayım, izlek ne?

-Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir sorun yok, asıl sorun hâlâ Kurtuluş Savaşı'nı yaşatmak istemeleri. Ne bitmez savaş ?

-Bak şimdi son önemlidir, Tanrı vardır O'nda, Şeytan vardır, mitoloji... İlkte doğa. neresindeyim yaşamın, ben biliyorum. Bina: Bellek ?

-Zamanı yönetebilirim,sorun değil, birincil sorun; Hiç sıkılmadan, zaman bölünmeden ötekisiz, onsuz ne olacağı, bu demek ıssızlık, yani aşk!

Allahtan tüm çocuklara kapılar açık,vesselam,öyle olmasaydı,duygusal bozukluğu çok olan ülkemde seri katiller yetişir,sosyologlar araştır...

-Coleridge'nin o kadar çoşkuyla, yaralı olmaması olasılık dahilinde bile değildir?

- Fotoğrafla us arasındaki tek ayrım, tekniğin ilerde olmasıdır. Fotoğraf her zaman, tekniğin yanındadır. Yetenek ?

Karnavaldan ülke, karnavaldan ülke, fazla kırk yıllık ölüm, fazladan yaşanan küsüratıyla...

Anlamla ilgili yaralı ilişki. Giz, gizli. Tarih yoktur. Sıska gereksiz birşey, sıska gereksiz birşey..!

Müzik içimdeki boşluk. Anlam saçma. Göğsüm?

Bungunluk sade, ölüme dönüşür!

Kafka'nın Autunlu Honorius'u okumuş olması incelikli, ancak bir aforizmasını ondan devinimle oluşturması, ilginç. Quête..!

Dışarısı için çok şey söylenir, kimi doğru kimi yanlış, biliyorum, o kadar uzaklara gittim ki bir daha içeri giremedim, neredeyim?

Ortada olmak, bir kadını kaybetmek, herşeyin ortasında olmak, kötüye yorulabilir, sağ tarafıma biraz daha ışık.

Bu topraklarda umut var mı, doğru söyle?

Biliyorum, hepten olmayan unutkanlık, hep olur?

Umut yoktur, yüzündeki sfenkse sahip çık!

Aslında adı hiç kimseye söylenmemiş bir geceyi bekliyordu adın, aşkın, maskenin ardında kalan gün.

Gece yazıtlarını gördüm, geçilen iklim, Doğuya varış her zaman yavaştı.

Olmakla ilgili bir sorunu yoktu, giz ve gizeme inandı. İdeallerin duruşu.

Filozofi "beğeni" usun yanılgılarıyla doludur; Rasyonalite, tinin derinlerinde kalır, "iyi" denen filozoflarca hep sorgulanır.

 Düşünmemeli belki, çelişkinin anlamı, anlamsızlığı nerede Akdeniz.

Mükemmeli arıyordu, ancak Nergisin hikayesine inandı.

- Herşeyi, herkesi bazen sevebilirsin, tükenmenin büyük sınırı. Gece uzar, büyür mü, büyülü mü gerçek.

-Kan kurur, unutulur. Kırmızı, siyah olur.Gece, her zaman ruhunu bulur. Işık gerçeğini unutur.İlenç Güneşi kurutur.Doğa her zaman korkudur.

Ve soru bellidir, ne kadar ciddiysen, bir o kadar da dalgacısındır, siyah beyaz, erkek dişi, ortası yoktur, bunların dışındakiler saçmadır.

Bu ağır ağrı ve derin ay

"Prensipte de olsa geçmişe yolculuk mümkün mü? Doğa bununla ilgili ne yapar". Muhafazakar Zaman kuramı ('-na göre'): Zamanda yolculuk yoktur

Soyut denge, binaların eşşiz hüznü, çoşkudan daha değerlidir, o denli özeldir, inancın sonsuzluğu: Yazı, yazdığın; içindeki "hakiki" kişi.

Kırk aynada gördüm suretimi, onu yalandı, hep değişti. Geriye kalanı bir yolculuk, başka aynalarda vardı.

Şehri alan şarkılar dinlemeli, başka türlü geçmeyen zaman

Akşamla gece arasında kırık ikindi yağmurları.

Roma gibiydi kent, bilgi/ Kuralları Kudüs yazdı.

İmkansız takas,syf101.Baudrillard: Kötülük yapma tiksintisi, gerçekte şehvetin en uç ve en nefis biçimidir...

ve yazın imgesidir kaybolan zaman...

Kışa alıştım Ondan yaza özenişim.

Parçalı Ham'da öyle yazmış: Beyin kimyana ihanet etmeden bak. nasılsa seni kimse takmıyor.

Türk Şiiri dramatik ögelerin noksanlığı bağlamında incelenmiştir. Dramatizm ile güç arasındaki şiir yeni mi oluşuyor?

Dirliğiminde neye erken vardım, şiire mi? O bile çokca unutur beni.

En "duygusal" olduğumuz konular Etik mi, "ahlak" mı, kaçımız cesur, kaçımız dürüst vb. Bütün gelişler, gidişler bir kişiye mi veya...

Çok istense de yazmak, (yazı istediğin gibi) olmayabilir, yazı hayallerle değil gerçekle ilgilidir.

Bazı şeyler için hep geç kalınır, çoğunlukla, erken olan birşey var mıdır? Kaybolan zaman...

Sessiz iklimler, ayışığında deniz ve denizin kimsesiz çakarı, belki unuttuğum günün ardından seslenir, uzaklara...

Kuşlarla var mıydım? Ona dair birşeyler, birden değişen iklim, kararan ağaç..

Hatalarınız değil, hatalarınızdan sonra ne yaptığınız önemlidir, ancak hatanız çoğunlukla anımsanacaktır. Kolunuzun kopmasına hazır olun!

Ağustos'u bilebilir misin? Yazı!

Taşı ustasına sormalı ama usta yok, ve taşın ağırlığı.

Ezoterik öğretiler sorunlu mudur?İçeriden bakmak hep içeride olmak,"bu anlam"da hapiste "olmak" dır/mıdır? bu bir kişiyi,bir kavramı bilmek?

Eskil hikayeler vardır belki, kimi zaman korkunç, çoğun kadim, veritas.

Karanlıktan sonra günün, uzar mı geleceğe, yeşile saklandığını bilerek gecenin, ilkyazın

Apokrif tavır: Tanrı uzağın yolundadır, yol gizdir!

Sahil bir rüzgara açılmış, bulutla/Kıyıda dalgayı arayan siluetler mi/Bir öğleden sonrayı anlayan yaşlı...

unutuyor insan, gördüklerini, yaseminlerin dalgınlığı bu. Usulca dökülüyorlar geceye, herkes anlarmış gibi yapıyor. Kışı kim bilir.

Gösterisi yaz çiçeklerinin, yakan güneşin, gün kaldı birden vücudumu acıtan ve çam ağaçları... Kış iyidir.
Biliyorum ateşin geceye, hayalin umutsuzluğa döneceğini.

Apokrif tavır biz korkuyu dilediğimize verdik. Saçı beyazlayan çocuğu sahipsiz mi sandınız.

Sonsuz ne yaraşır mirim gezginin gülümsemesi eskil taş evlerin zamanı.

Şüphecilik esasında derebeylik acımasızlık gibi kavramların gösterişli unsurlarıdır ne denli trajedinin yolundayız iyi güzel doğru gizli mi?

Ezoterizm bir toplumun düşmanı olabilir ancak bizim gibi toplumlarda trajedinin onunu kesmiştir kişilerin hep iyi olduğunu düşünmek.

Trajedi "yalnızlık"tan çok, çoğunluğun sıra dışı bir kâbulu gibi. Trajedi; adaletin gözleri kördür, kulakları da duymaz denen şey mi?

Geceyi de anladığınızı sanırsınız, Akdeniz'de, hızla gelir gün, ilk yaz.

Kartalın kıyısıdır kalan iz, oradasın, üzülme! Göğe alışamadım bil, akşam olmak üzere.