Bilinç ne denli önemli. Gece!

Sandalet Kutusu



İşlevsellik: Dışarıdakilerin yaşamın ucundan tuttukları söylenir. Sonuçta, dışarısı taşradır, içimizdeki taşralardan kimseler söz etmez ya! İçeride olana dışarıda olandan daha çok değer vermişizdir. Tarih içrek olanla bağı sorgulayan vakanüvisler ve iyi-kötü arasındaki Müthiş Göç’ten söz eden yıkıntılarla doludur. Normallik diye bir şeyden bahsettiğimizde, karşımızda Barabbas vardır, sonuçta iyi ile kötü arasındaki tercihten çok, normal ile anormal arasındaki bir kelime yığılması, anlam kaymasıdır bu abnormal denen.

İstencin bir kopuşundan söze gireyim; kendi içimizdeki yanılsama ile bakılırsa yaşamak denen uğraşa, gömütün içinde olmak, kendimize olan saygımızın ötesinde, bilinmezi başarmaya çalışmaktır bu, kim ister dışarısını. Gömülmek. Sonuçta hepimiz bir yazıtın parçası olmakla korkutuluruz. Kent hep içeriden dışarıya doğrudur, öyle sorgular kent, ne kadar karşı çıksak da yetişme tarzımız var, yani normallik.

İçerideki, tinsel olan, garip Barabbas’ın hâlâ haklı olduğunu söylüyorlar: Öyledir hep. Kurulu düzenin bozulmasını dışarlıklı olmayı kimse istemez, sonuçta hepimiz dışarlıklı olmaktan çekiniriz. Düşününce mi olur bu içrek olmak? Aslında bu sorunun yanıtı kesindir, kim kendini sorgular.


Müthiş Göç: Buna yol denir mi? Dün gibi.