Bilinç ne denli önemli. Gece!

126’ dan Uzaktakiler Ya da Güncel Bir Kayı Olma Hayalindekiler

Dedemin mezarını ziyaret ettiğimde tam yüz yirmi altı yıl öncesini bilebiliyorum. Bu tuhaf sayı hem ana, hem baba tarafımda da aynı. Yani her iki büyük dedem de 1891 doğumlu. Bu da demek oluyor ki 126 yıl öncesine kadar bu topraklarda olduğumuzu kanıtlayabilirim. Yani en azından anam babam dedelerini, nenelerini tanıyorlar ve bunu bize ulaştırabiliyorlar. Ama benim anlatmak istediğim başka bir şey var.

Yüzer yıllık zaman dilimi içerisinde toplamda üç yüz yıllık bir süreç de, kuşakların birbirlerini etkileyebilme özelliği olduğunu ve geçmiş kuşakların üç yüz yıllık bir süreç içerisinde birbirleriyle bağının –duygusal ve maddi ölçüde- kopmadığı.  Çocukken dedelerimin anlattığı dini ya da folklorik unsurların, tekke ya da bir Sünni İslam öğesiyle  bana da en azından yüz yirmi altı yıl öncesinden bir şekilde aktarıldığını bilebiliyorum. Ki, benim gibi kökleri çok eskil bir tutumla bu yaklaşık Karamanoğullarının öncesine ve sonrasına dek varan biri için İçel’in önemi bir kez daha kendiliğinden beliriyor. Şimdi bunu, son yazdığım yayımlatıp, yayımlatmama konusunda tereddüt yaşadığım bir dosyanın ta derinlerine dek işlenmiş olması her hangi bir uyum sorunuyla açıklanabilir mi?

Bir keresinde bir hemşerim siz Karamanoğlu şehzadelerinin, gerçek soylarının sonuncularısınız biliyor musunuz? diye sormuştu. Evet biliyorum, bu bir şeyi değiştirmez demiştim. Kendimi hiçbir zaman Osmanlı görmediğim için bundan hiç gocunmamıştım. Ama zamanında Osmanlı’nın Tımarlı Sipahilerini desteklediğimizi de unutmadım. “Dirlik, Düzenlik!”

Osmanlı’nın, özellikle bizim burada Kıbrıs’a sürülen soydaşlarımızın hikayesini de tuhaf bir biçimde yıllar sonra öğrenmiş ve okumuştum. Bu da bir şeyi değiştirmez haliyle. Peki bu Kayı hayranlığı niye, bir siyasal partinin logosu olacak kadar eprimiş bir dengesizlik söz konusu. Yerleşmemiş tüm göçer Türk boyları Osmanlı’nın politikasıyla boylarını unuttular da, onun için der, kaynaklar bu Osmanlı hayranlığını.


Bizler yalnız Türk İslam okulunun öğrencisi değiliz artık. Her şeyden önce Cumhuriyet’i unutmamak gerekiyor. Köklerimiz ne denli eskil olsa da sahip çıkacağımız yalnız Kayı da yok, dikkatli okumalarla diğer beyliklerin çok çok önemli işler yaptıklarını bilmek ve onlara da sahip çıkmak gerek. Ama artık bu tarihi ve tarihçilerin sorunu. İlerlemek ise tarihle olmaz. Bir popüler unsurla oy kazanmayı düşünenler de varsa, öncelikle Atatürk’ün ışığında, bilime, fenne, sanata değer vermekle olur ilerleme. Yoksa bendenizin yaptığı gibi benim soyum senin soyunu döverle, bunlar olmaz! Durduğumuz ve devam edeceğimiz yeri biliyor muyuz? Atatürk bunu biliyordu! Boşuna Cumhuriyet’i ilan etmedi.