Kendinde olmak nedir bilmiyorduk, ben biliyordum da seslenmedim mi, bilmemezlik en iyisi değil mi? Bilenlerde zaten bizden uzakta hayatlarına devam mı ediyorlardı? Yaşamak denen şeyin ne olduğuna dair yığınla fikir sahibi olabilir insanlar. Temsillerine yakın olabilirlerdi bundan dolayı az mı kitap yazıldı; örneğin biri ne demişti binlerce yıl öncesi için; “ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım.”
Çayın, kahvenin uzağında davranıyorlardı
kimileri de. Kimden yanaydı fikirler “o belde” de ne olmuştu da vazgeçmiştik
birbirimizden. Nelere kurban etmiştik her ne varsa. Kırlara vardığımızda,
doğanın dediğini unuttuğumuzda olmuştu belki bunlar o kadar da önemli değil
nasılsa.
In me omnis spes est mihi birden
anımsadım, memleketimi ve ne olduğumu kendimde olmayı. Bir yazar yıllar önce
keşfetmişti bu tümcenin anlamını belli ki. Zerre ulaşamazdım bunca çabaya
karşın çünkü kendimde olan şeye ulaşmam için önce ekmek parasının nasıl
olacağını ve onca şeye nasıl karşı duracağımı öğrenmem gerekiyordu.
Densizliklerini bilmeyen, usturlabı şaşmış insanlar haklı olduklarını
düşüneceklerdi elbette. Bildiğim ne varsa artık hükmü kalmadı. Herkes benden
daha bilgili nasılsa.
İşte böyle böyle birazda ailemden uzakta, olsa
olsa sosyopatça olan bu haksızlık sonunda, ben de kendimi bir yerlerde unutmuş
olabilir miyim? Oysa nereden geldiğim ve nereye varacağım da belliydi. Kimden
ayrılmıştım ki bu dingin hükmü bana verdiler. Ben de aldırış etmedim zaten, bu
benim için en iyi olan değil mi? En iyi olan zaten doğaya karşı olmak mı?
Bir filozofa göre doğaya yakın olmak parça
parça olmak “yabancı”laşmak değil mi? Bu yabancılaşma korkusunu en son ne zaman
yaşadı bir uygarlık olarak Batı; taç pencere de yer alan o korku horror vacui.
Bizse şimdi daha çok beceriyoruz bu yıkımı,
bize ne denli yabancı doğa, elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Reivised Medial Islamıc Word-List. Bizim
var ettiğimiz kelimemi ingenia.
Hâlâ terribleTurc!
Esrarın hükmünü, gerçeğe tercih eden ve bunları gittikçe biçen, gerçeği biçen
toplum başka yoktur bu devirde. Bu liste olsa olsa Ortaçağ’da Hristiyanlar için
yapılırdı. Şimdi her din için yapılabiliyor. Biz şimdi Cumhuriyet değil miyiz?
Bizim düzenlenmiş bir listemiz var mı? Bu
listeyi artık Türkçe üzerinden yapmanın günah, hatta haram olduğunu söyleyen
bilimle zerre ilişkisi olmayan kişiler çok rahat açıklamalar yapabiliyor. Daha
önce de açıkladım; dil yaşar, sen dil için kelime üretmezsen, dilin
başkalarının olur. Herkes bilmediği alanda kolayca hareket edebiliyor. İşte bu
yaklaşım aslında kendilerine ait bir “o belde” hali olarak görülüyor. Oysa
liste belli değil miydi? Neden artık yalnızca yabancı olarak görülüyor Türkçe. Birinci,
asli dilimiz değil mi Türkçe, ikincil dil olduğunda ne olduğunu görmedik mi?
13. Yüz yılda Papa VIII Gregorius, Hıristıyanlar
arasındaki kavgayı gördüğünde Audita
tremendi dediğinde dilimiz neydi ve kim egemendi onca yıl..!
Nasılsa asıl okuması gerekenler okumayacak, bunca Latince İngilizce için özür
dilerim. Yalnız Uluslararası bir makale dili olabileceğimizi biliyorum, aslen
Türkçe…