Varoluşculuğun atası. Aynı düzlemde, Faşizm’e yol açtığı da söylenir. Hitler’in üniversitelerinde ders verdiği ise doğru. Bir filozofa, şaire hiç hayran olmadım. Genelde bu tarzdaki görüşler, onu anlayamayanlardan kaynaklanır. Aşırı uçlar öne sürerler. Metafizik için başka bir yoldur, onun bakışıyla, Batı yeniden şekillenir.
Heidegger ile Kierkegaad’ı hep birbirine karıştırırım, isim benzerliğinden. Belki de bir varoluş sorunu yaşıyorum (!).
Bu resim, her resmin yaptığı gibi zamanı sorguluyor, ters yönde burada ama. Geride kalan ne varsa Kara Orman’ın içine doğru yol alıyor. Bir pozun alımlı görüntüsü mü diye ister, istemez aklıma getirdim, onun fotoğrafında. Zaman hep sorunlu gibidir zaten Heidegger’de. Bu bir filozofun huzursuz halinden kaynaklanıyor galiba. O nasıl kurtuldu yaptıklarından.
Dinginlik bir orman için belirtilebilecek, en baştaki simgelerden galiba. Modern insan için bir filozofun kaçışı belki, öylesine tanımlamanın dışında. Tercihler etkilidir zaten.
Yirminci yüzyıl “bütün” çelişkileri bünyesinde taşıyan, diğer yüz yıllara göre, biraz daha “bilinç” isteyen bir yüz yıl. Olay/Olgu örgülerini kavramak için, bu bilinç birincil koşul. Uzaklaşmanın en yakın yerinde gibidir Heidegger, başka bir şeye yakınlaşma, o da onun uzun orman yürüyüşleri. Metinleri “çözdük” bu resim kaldı. Ah minel, Sanat Tarihi!
