
Geçenlerde Poe’nun, iki yüzüncü yaşı kutlandı. Poe’nun, pek nadir etkisi görülür bildiğim kadarıyla, Türk Yazını’nda. Ülkü Tamer, Poe’nun yazdıklarından etkilendiğini söylemişti galiba, ancak emin değilim. Etki varsa bile Ülkü Tamer gibi büyük bir şairimizde dolaylıdır…
Poe, yazın evrenine katkısının çok fazla olmayacağını düşünmüş müdür? Farazi bir yanıtla ve onun yaşama biçimine bakılırsa, evet denebilir, kişisel tercihi olmasa da.
Bizim gibi ülkelerde, kendi yazarlarımız/şairlerimize bile yeterince değer verilmezken, –kitapları okunmazken- Poe’ya değer verildi demek, pek de savunulur bir biçem değil. Hele ismi pek hoş anılmayan bir şair için…
Nedensiz bir Poe Savunması’ndan vazgeçip, neden okunmasına değgin bir yaklaşıma ulaşmak. Yer altı ve Korku Yazını ile ilgilenenlerin, şüphesiz Poe’ya uğramaları gerekiyor. Ancak, şiir için o kadar önemli değil bu sav: Karga Şiiri dışında. Poe’nun dünyasına giriş yapan/yapmak isteyen okur için ne önerilebilir; bir şey önerilemez, Poe önerilecek yazarlardan değil, ayrıksı bir dünyada ayrıksı bir yazar keşfetmek isteyenler için bir yazar.
Dünyayı alacakaranlıktan algılayan, gönencin tamamen yıkıldığı, beş parasız bir hayatın sürdürülebilmesi olası mı? Birden ortadan kaybolup, günler sonra başka giysilerle ortaya çıkmak, bunların hiçbiri benim dünyamda yer edinmiyor. Poe sözü edilen dünyada sıkça gezmiş, o dünyada yer edinmiş, Tanrı’nın unutkan kuzgunu.