Bilinç ne denli önemli. Gece!

İki kitap: Dönüş ve Apollo Yılları

Şiiri, şiir kitaplarını ilk okumaya başladığımda, Roni Marguiles’in, “mağrur olma padişahım” (1994) adlı kitabını da okumuştum. O yıllarda, bu da şiir mi, herkes yazar, demiştim. Şiiri daha farklı görüyordum, anlamı kolay kolay ele vermeyen şiirleri okumaktan “hoşlanıyordum”. Şimdi ise şiirin birden farklı güzergahta seyreylediğini söyleyebilirim, bunu söylerken hiçte rahatsızlık hissetmem.


Güven Turan şiiri (Dönüş) ile tanışmam ise Marguiles’ten daha geç oldu. Artık kitapçıya girip rastgele kitap seçme dönemi sona ermeye başlamıştı (bu rastgele kitap seçme dönemlerini arada özlerim…), artık bir üniversiteliydim ve ona göre, önceki okumalarıma göre kitaplarda seçime girmeye başlamıştı, ancak karakuşi okumalar hızını sürdürdü, neyse; Güven Turan’ın tüm kitaplarının bir takipçisi olmayı hala sürdürüyorum, onun yazdığı şiirleri kendi şiirimin beslendiği önemli kaynaklardan biri olarak görüyorum. Cendere, Çıkış, Dönüş ise benim için önemli bir yere sahip oldular.


Bu iki şair, şiirleriyle birbirlerinden ayrılıyorlar, haliyle ayrılacaklar zaten, yoksa neden ayrı ayrı kitap yazsınlar… Güven Turan’ın dili, hikayeleyici şiire ne denli uzaksa, Roni Marguiles’in dili o kadar yakın. Şanslı mıyım bilemiyorum ancak her iki şairin kitaplarını, daha doğrusu şiirlerini takip edebildim.



Güven Turan’ın şiirlerini okuyanlar, Dönüş adlı kitabı da okuduklarında pek biçim açısından şaşırmayacaklar, ancak dizeler, şiirler öylesine yerli yerine koyulmuş ki, defalarca üzerinde düşünüldüğü hemencecik anlaşılıyor ve bu düşünce, şiiri yormadan, kendiliğinden yoluna devam ediyor. Her dize bir şiir gibi düşünülebildiği gibi, sayfalarda, her bölümde bir şiiri oluşturuyor, Dönüş kitabı upuzun, düzgün bir hat üzerinde ilerlemesini sürdürürken, varılan geçilen durakları unutmuyor.



Roni Marguiles şiiri ise, şiirle ilgisi olmayan, şiire çok uzaktan bakan bir şair, okur, alımlayıcı için –bunu metafizik bağlamda da söyleyebilirim-, eprimiş eskimiş bir söylemi oluşturduğu belirtilebilir, ancak Marguiles’in yazdıkları, yaşamın içerisinden yol alır, doğrudan, şiir kelimelerle yazılır demez, onun şiirinden en ön planda yaşamak vardır, sorgulanmayan sorgulanamayacak olana onun şiirinde yer verilmez. Marguiles şiirinde benim yaşantımdaki küçük ayrıntılar, yaşamın diğer alanındaki insanları da kapsar, kapsayabilir, bu bir an bile olsa, yaşantının en içinde olan vardır benim şiirimde der adeta. Şairin dünya görüşüne katılsanız da katılmasanız da bu şiir olduğu yerde yaşamı sorgular.