Bilinç ne denli önemli. Gece!

Işığı yakala!

İlk gençlik yıllarında şiirleriyle sıklıkla karşılaşırdım, galiba şimdilerde yazmıyor Merih Akoğul: Bir yazısında –Fotoğraf Dergisi, Mart-2010-, fotoğrafla ilgilenenlerin okuma uğraşlarının çok az olduğuna bu nedenle fotoğraflarının hep birbirine benzediğini yazar. Benim gibi fotoğrafı bir şeylerden kaçış, yaşantının ortasından farklı bir bakış olarak düşünenler için haklılık payı yoktur, ama okumamanın haklılık payı olabilir mi?


Merih Akoğul’un yazdığı bu yazıya, daha doğrusu bu tümceye katılmamak olanaksız, ne yazık ki, Türkiye’deki yaşam koşullarına göre oldukça pahalı makineler ve uygulayımlarla –teknikler- oldukça etkileyici fotoğraflar oluşturulabiliyor, makinenin kalitesi ise başlı başına fotoğrafın niteliği haline dönüşüyor. Bu gösterişli fotoğrafları, gösterişli uygulayımları elimden geldiğince takip etmeye çalışsam da, tekniğim, hep amatör kalma isteğim, çekilen fotoğrafın bakımsız bir bahçe gibi kalmamasını sağlayacak kadardır, sonuçta kimse bakımsız bir evde, bahçede oturmak istemez, bu mantıkla fotoğrafı görmek hoşuma gidiyor.


Altın oran, beyaz ayarı, odaklama gibi kavramları, az buçuk okuyarak sağdan soldan takip ederek öğrendim, benim bu konudaki şansım, Sanat Tarihi okumuş olmamdı, her ne kadar Sanat Tarihi çok istediğim bir bölüm olmasa da. Sanat Tarihi’nde ister istemez, resimler anlatılırken, perspektifin oluşumundan, ressamın kimlerden etkilendiğinden bahsediliyor ve bu da ressamların resimlere bakışını öğrenmenizi sağlıyor, dikkatli bir göz ise bunu az buçuk fotoğrafda da uygulayabilir, hayır fotoğrafla resim aynıdır demiyorum, benzerlikleri çok fazladır diyorum.



Düzgün gelen ışığı anlamak, zeminle altın oran arasındaki uyumu kavramak, odağı sonra sağa sola çekmek, renklerin uyumunu anlamak tamamen bu yaklaşımlarla ilgilidir. Yani çok teknik bir fotoğraf çekmek için bir anlamda Rönesans Resmi’nin doruğundaki birkaç resmi anlamak, kaliteli bir fotoğraf makinesi ile oldukça mümkün. Ancak bu çekilen fotoğraf kişiyi çağdaş, çağcıl ilan etmez, olsa olsa aferin biliyor işi derler. Rönesans Resmi’nin kötü olmadığı gibi bu yapılan işin de kötü olduğu anlamına gelmez, demek ki işin için de daha anlamlı bir insanlık hali söz konusu, buradan hareketle Merih Akoğul’a katılmamak elde mi?



Şiir hakkında birkaç soru



- Melih Cevdet Anday şiirde renk kullanımının tehlikeli olduğunu yazar, bir yazısında, rengi değil neyse onu hissettirmeli der, ya fotoğrafta

- Oktay Rifat bir kitabına yapılan klişe – fotoğraf, resim- hiç hoşlanmaz
- Yahya Kemal, şiirlerinin çoğunu uyak düzenine göre yazmıştır, bilinir, hiç görsellik girer mi şiirine, girmesi gerekir mi?
- Roni Marquiles, son kitabı, Apollo Yılları’nda bir şiirinde yararlandığı fotoğrafı kitaba eklemiştir.