Bilinç ne denli önemli. Gece!

Soğuk Hava



    1)      Bir gün öyle üşüdüm ki kışla ortak yanımı anladım. Katı bir zaman hep benimle. Yüreğimin olduğu yerde.

Bu yaklaşım Heidegger’in dasein kavramı ile ilintili olabilir. Sonuçta pek kadim usun yerine uygulayımda hataya yer vermemek  mekanik bir sorunsal. Mekanik sorunsalların temel izdüşümünde yer alan ise, kendini yeniden tanımlamak olası. Oysa kendini yeniden tanımlamak,  yersiz bir düşünce. Çünkü varlık sorunu/sorunsalı değil karşımızdaki, hınçla ortaya çıkmayan, uslamlamadan yola çıkan bir veri. Yalnızca bir veri, verilerin ölçülmesinde kullanılan, kuantum denilen vargı bile bundan daha aşağıda olamaz. Öyleyse bu durumda yapılacak tek bir soyutlama var, hata örgüsü derin yapının içerisinde var olmaz. Var oluş, istemle oluşur. Seçenek bu yöntemin oluşmasının birincil öncülüdür.

2)      Bu zaman; kısa yoldan geçerken ağaçlar gördüm göğün çemberinde, hayalimden uzakta, başında beklemiyorum artık, inancımın ejderi yok, Tanrım bağışlasın.

Yol almak eskil bir göçebenin dışarlıklı duruşudur, bu “hem, hem de”nin uslamlamadan çıkan bir sonucudur ki, postu kaybetmek korkusunun anlatımı gibi. Nakıbül Eşref orununda bulunan bir kişide bu yersiz olur. İnsan onurlu bir varlıktır. Ancak atom/parça denilen şeyin dışarıdan yapı bozumu ile oluşması, sahte olan şeyin kendini gerçekmiş gibi tanıtlamaya çalışması, onu yersiz yapar. Katı olan bu yerselliği tanıtlamaz, dervişin fikri ne, zikri ne?

3)      Anlam çok yalın. Yalnızca gözün gördüğü  her şey doxa. İnsandan insana boşluk var mı? Kadim bilgi ışık nereden yükselir?

Bu kuşkunun bizden istediği; Kuşku anlamın öteki yanından bakar, bin yıldır oradan bakılıyor. Bin yıldır, sahte olan gittikçe yer etti. Cumhuriyet’in sahte olduğunu düşünen vaka. Evet vakalar olguların yerini aldığı için bu haldeyiz. Her şey anlamın soyut haline çekiliyor. Örneğin Ahmet Süreya Emin Hazretlerinin bir ilahisini paylaştığın zaman, paylaşılan şeyin seninle  bağına bakarlar, onun derin yapısında olanla ilişkine değil. Bu ezber cetveli ne yazık ki, sitemkar bir durumu oluşturur, düşünmemek!

4)      Bu durumda ise: Kalp usla birlikte vardır. Gerçek\hakikat kendiliğinden oluşur. Bilgi ve yaşantının keşfi. Ne ile yol\bina?

Sonuçta, duygu ve düşünce birbirinden çok kesin bir şekilde ayrıldı. Hatta katıldığım bir fikir beni yarı yolda bıraktı: Usla yola girmek, maneviyatın noksan kalmasına yol açar, oysa “yort savul” der yeniçeri, ilkin, şair değil! Her şeyin iki düzlemde yol alması olası değil, imkan dahilinde hiç değil. Tüme var mıyım, tümden var mıyım? Gizem iki düzlemde değildir.

5)      Neye gereksinim var; daha çok teknoloji. Daha çok bilgi. Kalıtın en yetkini içindeydik, kalıtın en iyisi, yasağın budalalığı!

Bilinmektedir ki, her siyasi temsilin ötesinde sorumluluk bilincinde olmak, yetkinliğin en önemli ülküsüdür. Bilinmektedir ki yetkenin tek elde toplanması, dışarlıklı ekinin hep yasaklarla karşılaşmasıdır. Bilinmektedir ki, yasaklı düzenbağı, düzenin kimlik sorunu yaşamasına yol açar. Her kimlik kendi mütevaziliğinde kendini tanıtlamadan, olduğu gibi yaşama hakkına sahiptir. Temsil bir sorun değildir. İfade ise o temsilin en yetkin biçemi olabilir. Yeter ki biz, siz ayrımına gitmeden buralarda bulunduğunu tanıtlayacak, estetik ifade temsiline ulaşılsın.


-“Ben Bu Meclislerde İbretler Gördüm, Allah!”