Bilinç ne denli önemli. Gece!

Golgotha’dan Nerelere!


İsa’nın Golgotha tepesinde çarmıha gerilmesinin üzerinden yüzlerce yıl geçti. Yunan Mitolojinin de etkisiyle ona Zeus’un oğullarından biriymiş gibi, “Tanrı’nın oğlu” dediler İsa’ya. Sonra mezarından çıktı ve onu alıkoymaya çalışan Meryem’e (Annesi olan Meryem değil, yanında bir Meryem daha vardır.) Noli ma tangere dedi. Bu kelime Meryem’i tanıdığı anlamına geliyordu ve kabaca “beni alıkoyma kadın!” demekti. Tabi kadınların alıkoyması hep devam etti. Tek Tanrılı dinlerde bu Cennet’ten kovulmayla başlayan süreç elbette, karman çorman Hıristiyan Mitolojisinde de yer alacaktı.

Nasıralı İsa’nın yaşantısının derlenip toparlanması İznik Konsülünde yapılınca, geriye dört İncil kaldı; Matta, Markos, Yuhanna, Lukas. Bunlar Yeni Ahit’in bölümlerini oluşturan İncil yazarlarıydı.  Yıllar geçti, yeni mezhepler ortaya çıktı. Bu mezheplerin yanında o da nesi Kumran el yazmaları diye bir şey ortaya çıktı. Ortaya çıkan bu Kumran el yazmaları neredeyse onca İncilin derlenip toparlanmasından daha da farklı, çoğu yerde benzer şeylerden bahsediyordu. Bu da tabiî ki filmlere konu oldu.

Buraya kadar İncil’in tarihçesini çok çok kısa bir özetle geçtim ve onu modern zamanlara bağlayarak film, kitap endüstrisiyle günümüze dek taşıdım. Ama arada çok daha vahşi şeyler oldu. Filmlerde bahsedilmeyen, örneğin Avrupa’yı yakıp yıkan Veba. Vebayla birlikte cadı avı. İşte bunlarda doğrudan İncil’le bağlantılıydı. Eprimiş köhnemiş Hıristiyanların, kökeninin iyice devşirmeye, soysuzlaşmaya götürülmesiyle bağlantılıydı.

Da Vinci’nin bir Kakımlı Kadın resmi vardır. Elinde bir sansar türü olan kakımla resmedilmiş kadın. Yukarıda anlattıklarımla birlikte şimdiki anlatacaklarımı da bilenler bir resimin Avrupa tarihini nasıl da tek potada buluşturduğuyla ilintilidir. Bir teze göre Avrupa’daki vebanın çok hızlı ilerlemesinin nedeni, zavallı kediciklerin şeytani bir varlık olması ve bu nedenle görüldükleri yerde öldürülmesi, hatta zavallı hayvanların cadıların birincil yardımcısı oldukları nedeniyle katledilmesi. Şimdi kedicikler katledildi. Avrupa’da 60.000 kadın cadı avında sorgulandı, 30.000’e yakın kadın ise şimdiki Almanya’da öldürüldü, işkenceden geçirildi. Nedense bu Almanlar katliamlarına sonraki yüzyıllarda başka şekilde devam ettiler. İşte bir kedicik, cadının yardımcısı, sansarlarda çok iyi fare avcısı, soylular tuttular sağdan soldan buldukları sansarları evde beslemeye başladılar, hem vebadan korunacaklardı, hem de oldukça temiz olan kakım sayesinde gösterişlerine devam edeceklerdi. Da Vinci’nin tablosu budur. Yani Kakımlı Kadın tablosundaki on altı, on yedi yaşındaki kişi bir soylu değil ama cadı da değil, soyluluğunun, geldiği yerin örneği olarak da bir kakım. Burada yeri gelmişken Darwin’in bir cümlesi var; Doğa Şeytan’ın Vaizidir, der Darwin. İnceliğe bakın, neyi, nerede, nasıl sorguluyor adamlar. Kadını koydukları yere bakın, çok sonraları olsa bile. Ama Da Vinci ayrıksı bir adam, ilk kez resmedilmiş bu resimin nerelere vardığı, uzandığı oldukça ilgi çekici değil mi? Avrupa’nın bunca vahşeti içerisinde, tarihi bilen Ateistlerinde çok fazla olması da şaşırtıcı değil.