Auguistin’e göre Cennet yoktur. İnsan hep günahkardır, yani Tanrı iyiyi baştan seçmiştir. Ancak, belki de bana göre insanı, hayvandan ayıran şey, yazıdır, edebiyattır. Ya da, yanılıyorum beyefendi veya hanımefendi olmak, pek de mümkün değildir. Yalnız gırtlağa kadar virüslü bir dünya. Virüsün aklıma getirdiği tek şey bu, Auguistin!
Avrupa’nın artık eğitimde ne denli başarılı olduğuna dair pek de iç açıcı sonuçlar gelmiyor, tabana yayılan bir eğitimi düşünmek gerekirse. Avrupa’nın yapısında mı vardı bu acaba Auguistin’e bakılırsa. Şüpheli bir durumdan bahsedebiliriz. Bu durumda belki de Avrupa’nın çıkardığı onca savaş anlaşılır.
Kutsalın ilkelerini belirleyen insanlar için artık bu virüs hangi yeni düzenbağını oluşturacak merakla bekliyorum. Bugünlerde yeni dünya düzeni gelecek, her şey daha güzel olacak beklentisine sahip kişiler elbette olacak. Fakat biliyorum ki binlerce yıldır, salgın, savaş olsa bile insanlık için değişen tek şey teknoloji/uygulayım olmuştur. İnsanın kutsalla bağı bu yüzden kendilerini yüce, ulaşılmaz sanan kişilerin elinde derbeder olmuştur. Benim çekindiğim bunca acıdan çıkan sonuç, derbeder politikaları gün yüzüne daha da yaklaştırmak olabilir mi?
Kafka aforizmasına göreyse insan ilk günahı işlediği andan itibaren iyi ve kötü kalmamıştır, değil mi? Kafka modern insandır. Birey olmaktan söz eder çoğunlukla. Birey olabilmek, içindeki en önemli çelişkilerle beslenir belki. Bu çelişkiyi alır Kafka. Toplum olmak biraz da böyledir. İyi ve kötüyü teşhis edememek, sorunlu toplumların özelliğidir. Burada iyi ve kötüden anlayacağınız, dindar, yobaz denir ya işte bunların ötesinde, sessiz kalan 2. Dünya Savaşını başlatan sessiz, ben bilmem diyen, sözde demokrasi yanlısı, hatta kendini sosyalist olarak görenleri de unutmamak gerekir.
Auguistin elbet ilkeleri dayanıklı, yer yer gösterişli bir zekayla karşımıza çıkar. Sokrates’de öyle, hâlâ bugün öyle. Orta karar bir vatandaş için kime ne söylenebilir ki, sonuçta herkes biraz iyiye, kötüye göz yummak zorunda, yoksa bu garip dizge yürür mü? Bunların başka yolu da yok zaten değil mi, bazen bir gözümüzü kapayacağız, bazen diğer gözümüzü. Yoksa ne Auguistin, Auguistin olur, ne de Kafka, Kafka olur. İyi edebiyat hep göz yumanlar mı anlatır? Asıl sorun hâlâ pek çok şeyin yerinde sayması. Yeni Dünya düzeniymiş, hadi canım sende!