Bilinç ne denli önemli. Gece!

Yana Yakıla!

Bir kaçınılmaz durum karşısında, yıllardır uzaktan gördüğüm, orta yaşlı bir hanımefendi,
mesafeli duruşumdan rahatsız olmuş ki, sizi yıllardır tanıyorum, hâlâ mesafeli duruyorsunuz
demişti, seslenmedim. Geçen günlerde de bir öğretmen emeklisi, sizi görüyorum, suratınız
hep asık demişti. Aklıma devlette her zaman olmasa da, çoğunlukla bathosun (sıradanlık) ön
görüsü egemendir, hafif gülümse dışında pek bir güler yüzlü olmak gerekir mi sorusu takıldı,
kaldı. Kuzeyli olduğum ayrı!

Buna göre sıradanlığı gerçekten isteyen birine karşın, süzülmüş, gerçekliğin ayrımına
varamayan, şekilci bir ahlak estetiğiyle karşısına çıktım belki. Bulunduğu konumu korumak
ereğiyle, küfrün kendi kendine oluştuğunun ayrımına çoğumuz varamaz.

Geçenlerde Murat Üstübal, bir paylaşımda bulundu; “Tek bir kişinin hoşuna gitmek için yazın.
Pencereyi açıp bütün dünyayla aşk yaşamaya kalkarsanız, zatürre olursunuz.” diyordu,
paylaşımda. Ben de yıllardır bu düşünceyi dile getirmekteyim, ancak bu fikrin ideal düşünce
olmasıyla bağı nedir. Paylaşımın altına şöyle bir yorum ekledim: Ben bunu hep söylüyorum
da, Kurt Vonnegut söyleyince oluyor, ben de Kurt ol'ca’m. Burada kullanılan kurt adının çift
anlam taşıdığına ve benim için mecaz anlamının daha değerli olduğuna şüphe yok. Yerleşik
bir düşüncenin kendini nerede görmesi ve göçebeliğin belirsizliği. Fakat yerleşik ve devlet
kültürüyle birleşen yetkin tutumsal dizgemizin, bizi başka yerlerde bu özgürlüğe taşıdığını
söyleyemeyiz.

Yıllar önce kadın argo sözlüğü yayımlandığında merak etmiştim, ama bu merakım, erkek
egemen toplum diye bahsedilen bir katkıyla devam ettiği, edeceğini düşünerek pek de
üzerinde durmadım, kadın argo sözlüğü mü? Kitabı almadım. Beceriyle ortaya çıkan her şey
eşitlik ilkesinde yol aldığı için, yıllardır kurulu düzenin karşısında pek de uyumlu olmadığım
anlar çoktur. Ancak ikili ilişkilerde olan katkı, ortak paydada oluşmaz mı, hepimiz çoğun
yerleşik bir yerdeyiz.

Bir makamdan bahsedilirse küfür, argo nerede başlar. Sen içini kurutmaya devam et, ahlaki
yapılardan bahsetsinler, sen onların kulu kölesi ol, yüzün asılsın iyice. Onlarsa trilyonluk
yalılarında, her gün güle eğlene, hayatlarını yaşasınlar. Akgün Akova’nın dediği bir şeyle
bitireyim, Türkçede *ok varsa kullanılır, başka kelime varsa o da kullanılır, ancak hakimiyet alanları, kişisel alanlar benim için her zaman daha değerli olmuştur. Kuzeyli olduğuma inanmanız gerek! Sonuçta tek bir kişi için yazıyorum, var mıyım?