Bilinç ne denli önemli. Gece!

İlhan Berk

 

İlhan Berk ağustos sonunda vefat etmiş. Vefat gününü görünce onun şiirleriyle ne kadar içli dışlı olduğum aklıma geldi.

Onun şiirine nasıl ulaştığımı hatırlamıyorum, nerede okudum ilk kitabını. Ölümünü ve doğumunu da hatırlamadığım gibi.  Hep büyülü tuhaf bir yanı oldu Berk’in benim yanımda. İki binli yılların başında bir arkadaşım bitirme tezi olarak İlhan Berk çalışıyordu, ben de naçizane yardım ediyordum ona. Bir gün Bodrum’u aramış telefonla, Bodrum’da yaşadı Berk. Arkadaşımın teziyle ilgili birkaç sorusu varmış, daha önce de birkaç kez görüşmüşlerdi yanılmıyorsam Berk’le. Berk arkadaşıma telefonda, şakayla karışık, hâlâ bu işlerle mi ilgileniyorsun boş ver bu işleri demiş. Bu anıyı anlattıktan sonra arkadaşım; o anda kafamda dolaşan şiir hakkındaki uğultu kendiliğinden geçti. Koskoca Cumhuriyet dönemi şairi boş ver diyebiliyordu şiir hakkında, ben neden o zamana dek boş vermedim bu şiire diye. Tabi o kadar kolay değildi, ilk kitabım yayımlanana kadar pek boş veremedim şiire, ama eskisi kadar da aldırış etmedim. Hâlâ arada sırada çokça kafama taktığım olur bu şiir denilen şeyi!

İlhan Berk, Türkiye’de ilklerdendir, aslında şiirin kelimeye gelip dayandığından bahseden kişilerdendir, onun için kenetlenmiş bir şey değildir şiirde anlam, anlamdan ziyade Hilmi Yavuz’un da dediği gibi, harika ve güzelin peşindedir İlhan Berk. Kelimeleri çok tutarsız, yersiz dizeler gibidir, hayali, tuhafa dönüşebilir, anlam sapmaları belirsiz bir karaktere bürünebilir. Şimdi şimdi bakıyorum da bu kelimelerle olan ilişkisi onun çok sıkılmasıyla ilintilidir. Öyle demiştir bir yerde,  “-Ben hep çok sıkıldım!” Çok sıkılınca bir balığı masasına koyup günlerce onun orada kokmasını inceleyebilir Berk ve bundan, canlılar tuhaf diyerek bir zevk peşinde olabilir. Bense bu kenetlenmiş anlamın ötesinde, kaybolup giden içrek anlamın, bir kişiye söylenebilen anlamın peşinden gitmişimdir hep, onunla bir kişiyle var olan anlamın. Bu nedenle pek de kıyılarda dolaşmam. Ama Berk gibi çok da derinlere, çıkamayacağım derinlere gidip o şeyin en kötümser yanına ulaşmam, ulaşamadım galiba. Ama bundan dolayı, buna karşın hep kapalı bir şiir olmuştur Berk’in şiirleri.

Onun resimlerini de görmezden gelemeyiz, aynı zamanda anılarını ve Çigan müziğinden nefret ettiğini de unutmamalıyız galiba. Çigan müziğinden nefretini açıklar anılarında, her yerde Çigan müziği görmek onun o derinlere giden bakışıyla mı ilintilidir bilemem?.. Ama siyasi yönden sıkıntı çekmesine neden olabilecek şeylerle karşılaşınca uzak kalmıştır güncel siyasal hareketlerden.

Şimdi kütüphaneme bakıyorum, İlhan Berk’in bütün şiirlerini okumama karşın, kütüphanemde birkaç anı ve şiir kuramlarıyla ilintili kitapları var, ve telefonumda bütün şiirleri. Tuhaf İlhan Berk ne zaman yaşadı, ne zaman öldü? Anlamla olan yaralı ilişkinin patronu.