Bilinç ne denli önemli. Gece!

Sadaka Saraydan Çıkmasın

 

Benim dünyamda yeri olmayan, belirli bir “değer”i olmayan şeyin anlamsız olduğundan bahsedebilirim. Ama bu değer yalnız ekonomik değer değildir. Yani itibari bağlamda, herhangi bir üslubun içerisinde yer almıyorsa, bu yersiz yurtsuzluktan uzak dururum. Bu da taraf olmamı beraberinde getirir. Hangi taraf sorusu, arkadaşlık ilişkileriyle başlar, çok sorunsal olan vatan, millet sevgisiyle sona erer.

Göçmen olmak, göçmenliği teşvik eden herhangi bir unsur tamamen benden uzaktır. Sayısal bir yetkinlik gerekir bunun için. Amiyane tabiriyle bakkal hesabı bilmek bile, maddi unsur için geçerli olacaktır. Bu da asla kaybetmenin söz konusu olmadığı, ancak kazan/kazan hükmünün geçerli olduğu bir zamana yayılır. Kumarbaz bir kimlikle seyretmek, olumsuz bir hükümle, normal  olanın dışından olaylara bakmak, saçma ve gereksizdir. Öyle olunca, eğitim, kültür ve finansal eylemler içerisinde yer alır dünyaya bakışım. Yeğinlik, terörize olmak veya Romalılarda olduğu gibi yalnız devlet için var olmak,  gereksiz bir yaşama biçimidir.

Bu satırları yazıyorum çünkü, bankaların yayın organında olmaması gerektiğini belirten, sanatın herhangi bir dalından anlamaması gerektiğini iddia eden savlar, devletin yalnız militarize bir kimlik yetiştirmekteki anlamsızlığıyla eşdeğerdir.

Kendi içine kapalı bir toplum yaratmaktır bu söylemle konuşanlar, ahkam kesenler. Sosyalizmin, kapitalizmin hayranı olanlarının düşünceleridir. Liberallikle ilgisi yoktur bunların. Kar payından, nasıl para kazanılacağından haberi olmayan, yalnız tembelliğe varan bir toplumdan bahsetmek elbette yararsız bir davranış biçimi olacaktır. Hele yabancı sermayenin hisselerini bir gecede çekip doları kaç liralara kadar yükselttiğini görmek bizler için sermaye, kültür ilişkisinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatır. Yoksa yalnız her mahallede bir zengin “densiz” yetiştirmek bir zamanların en vasat hikayesi olmaya devam eder.

Bugün dünya ölçeğinde bir bankacılık sektörüne sahip olan Türkiye Cumhuriyeti, ne yazık ki hisseleriyle en aşağılara doğru seyrini sürdürüyor. Bu bizim pişmanlığımız olmadan, elimizde kalan son güçlü yapımıza sahip çıkmalıyız. Kimse bankalarla ilişkisi olsun istemez, maddi bir çekince olarak da haklıdırlar da, ancak bizim için çok önemli olan bu sektör, ülkeyi adam eden, hesabı kitabı çok iyi bilen kişilerin elindedir. Birilerinin hissesini elinden almak yerine o hisselere karışmadan, bu devasa sektöre yardımcı olmak gerekir. Onlarda bu kazanımı elde ederlerken, ülkenin içinde bulunduğu milli kültüre sahip çıkması gerekir. Yalnız milli kültüre değil, örneğin bir Akdenizli olmak hakkında, bize has kitaplar yayımlayarak, sergiler düzenleyerek, ellerindeki bu imkanları değerlendirmelidirler. Yoksa yalnız para kazanmışsın ve sadaka sarayda kalmış bir anlamı yok, her mahallede zengine değil, aklı başında zengine gereksinim var, o kadar da şart değil, neyin önemli olduğunu bilen insana ihtiyaç var.